El Sanatları

Tarihçe bölümünde de belirttiğimiz gibi; Çatalağaç köyü hayvancılık amaçlı kurulmuş olup tarım ikincil amaç olarak düşünülmüştür. Dolayısıyla genel ekonomi ve üretimde kullanılan gereçlerde bu temelde şekillenmiştir. Yerleşimin orman içinde olması yapılarda olduğu gibi, ev gereçlerinde de ahşabın ağırlığını ön plana çıkarır. Hayvancılığın temel ekonomik dayanak olması yine kendini dokumacılıkta ve bireysel ihtiyaçlarda gösterir. Demirin ve bakırın işlenmesi de yine yerel anlamda önemli bir el satanı dalıdır.

  1. Çatalağaç ve çevresinde evlerde kullanılan (geçmişte) birçok araç gereç yerel sanatkarlar tarafından ahşaptan üretilmiştir. Bunları: çamaşır yıkanan tekneler, hamur ve ekmek tekneleri, küfeler, yoğurt süt ayran ve yağ külekleri, çanaklar, kaşık ve kepçeler, harar sepet şelek ve gıdıklar, tüm demir aletlerin sapları v.s. şeklinde özetleyebiliriz. Ahşaptan üretilen gereçler en fazla mutfakta kullanılmaktadır. Burada yine marangoz’luğu da atlamamak gerekir. Çünkü bu şekilde el aletleriyle imal edilen masa, sandalye, set (baza), v.s ürünlerde gündelik hayatta kullanılır.
  2. Yukarıda da altını çizdiğimiz gibi hayvancılık kaynaklı el sanatları da genel içerisinde büyük bir ağırlık oluşturmaktadır. Gerek evcil gerekse yabani hayvan derisi yüzyıllarca dışarıya satıldığı gibi; evlerde de sergi, ayakkabı(çarık), giysi vs ihtiyaçlar için kullanılmıştır. Küçükbaş hayvanlardan elde edilen yün ve kıldan yine elde yapılan basit el aletleriyle çeşitli dokumalar yapılmıştır. Bunları: giysi amaçlı çorap hırka pantolon (zıbka), yük ve sair amaçlı ip çuval, sergi amaçlı çul dastar olarak özetleyebiliriz. Buradaki önemli nokta dokumanın yapıldığı basit aletlerde elde yapılır yani dışarıdan satın alınmaz. ‘’Bir belgeselde bu ilkel aletlerin Meksika nın köylerinde kullanılanlarla birebir aynı olduğunu gördüğümde hayretler içinde kalmıştım. Bu güne kadar buna bir anlam veremedim.’’
  3. Çatalağaç ve çevresinde demir, bakır ve kurşun öteden beri kullanılagelmiştir. Bakır ağırlıklı olarak mutfak gereçlerinde kullanılmış, buna bağlı olarak kalaycılık ön plana çıkmıştır. Kalaycılığı icra eden son zanaatkar merhum Ali PİR ve kısmen de oğlu merhum Mustafa PİR dir. Demir ağırlıklı olarak üretim aletlerinde kullanılmıştır (saban, kazma, bel, balta, girebi, orak v.s). Bu konudaki son zanaatkar da merhum Halil BAYRAK tır. Kurşun ise silah amaçlı kullanılmıştır.
    Daha eskilere gidersek; Şıh Davut’un oğlu Yeşilbaş’ın köse deresinde körüğü olduğu, birtakım gereçler imali yanında, bakırı eriterek mangır para kestiği büyüklerimiz tarafından bizlere anlatılagelmiştir.
  4. Çatalağaç ve çevresinde az da olsa taş işleme sanatı gelişmiş olup, evlerde kullanılan küçük el değirmenleri, dibek taşları, büyük su değirmenlerinin taşları, yapılarda ve özellikle evlerin köşe duvarlarında işlenip gündelik hayattaki yerlerini almışlardır.

Sonuç olarak Çatalağaç ve çevresinde (ben bunu Doğankent ile kürtün arası olarak tanımlıyorum) el sanatları oldukça ileri boyutlara ulaşmış (geçmişte), insanlarımız gündelik ihtiyaçlarını karşılamada tüm zorlukları kendi kendilerine aşabilmişlerdir. Ne var ki sanayileşme ve göçlerle birlikte bugün el sanatları adına fazlaca bir şey kalmamıştır.